Anaokullarında başarı kriterleri diyoruz ama öncesinde “BAŞARI” ne anlama geliyor bakalım. Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü.
İşimiz gereği var olan anaokullarına da, yeni açılacak olanlara da hizmet vermeye devam ediyoruz. Bilgi ve tecrübelerimizin bize sağlamış olduğu özgüven sayesinde yerimizde durmuyor sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Bu bağlamda çalışmalarımızın ana amacı ise, yeni açılacak anaokulu veya kreşlerin (gündüz bakım evleri) hem hizmet kalitelerini artırmak hem de hizmet verdiği bölgenin standartlarını yükseltmektir. Bu standartları yükseltmek çok önemli bir konu. Neden mi? Birlikte inceleyelim.
Örnekleme yaparak gidelim. Bir anaokulunda müdür görüşmesi esnasında, başvuran müdüre adayı geçmiş dönemde yaptığı çalışmaları anlatıyordu.
Müdür adayımız diyor ki: Ben bundan önceki kreşimde çok emek verdim. Ben işe başladığımda 15 çocukları vardı ve ben 2 yıl içinde 75 çocuğa ulaştım. Bu alanda ciddi deneyimlerim var. Hatta kreşi ayakta tutabilmek için çok fedakarlık yaptım. ( Bu açıklamayı özellikle belirtmek isterim ki bir çok anaokulu ya da kreş müdür konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu tecrübeler kolay kazanılmıyor, değerlerini bilmek gerekiyor. Eksikler olabilir önemli olan bu eksiklikleri tespit edip giderebilmek. Örnek çocuk sayısının artması olunca aşağıdaki soruları sorma gereği hissediyoruz ve oradan da anaokullarında başarı kriterlerine geçiş yapacağız.
Anaokullarında Başarı Kriterleri 1 diyebiliriz. Çünkü bu durum aslında bir çok kişinin yaşadığı türden. Şimdi gelelim işin diğer boyutlarına. Eğer bir iş yapıyorsak o işin bütün detaylarını bilmek bize özgüven kazandırır. “Acaba”larımız olmaz.
Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki anaokulu ve kreşlerin çoğu özel ticari işletmelerdir ve işletmelerin birinci amacı kar elde edebilmek ve sürdürülebilir olmaktır. Bu açıdan bakabilirsek öğrenci sayısının artması bir başarı olarak karşımıza çıkabilir. Lakin işin içinde eğitim hizmetleri var ise o zaman kriterimize bir ek daha koyabiliriz. O kriter ise ilk öğretime mezun verdiğimiz çocuğumuzun okuldaki akademik başarısı ne durumda. Dersleri kavraması, hazır bulunuşluk seviyesi, sosyal ortamı, öz bakım becerileri… daha da sıralayabiliriz.
Bir okul öncesi kurumunun birinci amacı, çocukları okul dönemine hazırlamaktır. ( Sadece çocukları değil, aileleri de )
Eğer mezun ettiğiniz öğrencilerinizin başarılarını da takip edebiliyorsanız Tebrikler…
Çocukların sayısının artması konusuna da değinmek gerekir. Çünkü çok önemli bir detay da burası.
Bir anaokulu müdürünün ya da kreş müdürünün birinci amacı, anaokulunun bağlı olduğu kurumla işleyişini sorunsuz yapmak. Evrak işlemleri ve kurumun belirlemiş olduğu eğitim öğretim faaliyetlerinin uygulanabilir olmasını sağlamak, sevk ve idari işlemleri yapmaktır. Yani anlayacağınız gibi burada bir satış pazarlama faaliyeti yoktur. Eğer bu işi de anaokulu müdürü yapacak sa o zaman eğitim programlarını kim hazırlıyor diye sormak gerekecektir. Cevapları duyar gibiyim. Kurumun satış pazarlama faaliyetleri eğitimden bağımsız bir şekilde ama eğitimi ön plana çıkararak yapılmalıdır. Altının değerini en iyi sarraf bilir. Eğer elinizdekinin ne olduğunu bilmiyorsanız, onu anlatamazsınız ki konu eğitim olunca bu iş daha da zorlaşacaktır. Pazarlama kanallarınızı gözden geçirin ve hedef kitlenize ulaşmanın yollarını arayın…
Anaokullarının sürdürülebilir olması uzun vadede ciddi bir başarı hikayesini oluşturur. Ticari faaliyetlerin devam etmesi kurumun güvenilirliğini de üst seviyeye taşıyabilir. Her şeye rağmen kontrol sizde. Ne olacağına kararı siz vereceksiniz.
Veliler bir anaokulunu ya da kreşi seçerken nelere dikkat ederler? Öncelikle ortamın temizliğine bakarlar. Sonra ilk görüştükleri kişinin kendileri üzerinde oluşturdukları izlenime bakarlar. Hizmetlerinizi dinlerler. Mümkünse okulunuzu görmek isterler. Sonra düşünmek için giderler. İlk intibanız yeterince iyi olmuşsa o zaman % 50 şanslısınız. İkramlarınız, okulunuz, veli üzerinde mutluluk hissi yaratmışsa o veli çocuğunu sizin okulunuza kesin kayıt yaptırır.
Anaokulları her ne kadar çocukların olduğu alanlar olsa da aileler yadsınamaz bir gerçektir. Onları da sisteme dahil edebilmeyi başarabilirseniz ciddi adımlar atmış olursunuz. Velilerin kendi aralarında kaynaşmasını sağlayıp kurum imajınızı güçlendirebilirsiniz.
Bir çok anaokulu ve kreşin en büyük problemlerinden biri de personel sirkülasyonudur. Sirkülasyonun bir çok nedeni olabilir. Personel açısından daha iyi şartlarda bir iş fırsatı olabilir. Yöneticilerin uyumsuzlukları, rahat çalışma ortamının olmaması, mobbing, ücret politikası, personelin kendini geliştirememesi, hiyerarşik düzen gibi bir çok neden sayılabilir. Buradan çıkaracağımız sonuç duruma göre farklı olabilir. Ama her halükarda personel sirkülasyonu anaokulunun imajını ciddi şekilde etkilemektedir. Sonuçta bu bir ekip işi ve kimse tek başına yeterli değildir. Bir bütün olarak hareket etmek ve anaokulu kurumsal yapısının ölçütüdür. Anaokulu kurumunun politikalarını kurucular belirler ve tüm personel bu düşünce yapısıyla hareket etmelidir. Aidiyet duygusunun en üst seviyeye çıkarılması ve herkesin bulunduğu konum itibarıyla ast – üst ilişkilerinin seviyeli olması, ciddiyeti beraberinde getirecektir.
Her anaokulunun olduğu gibi bir eğitim politikası vardır. Kimi açık, kimi kapalıdır. Yani bazı anaokulları eğitim modellerini ön plana çıkararak hareket ederler, kimileri de sadece işlerini yaparlar. Lakin konu çocukların okula hazırlanmaları olunca işler değişir. Çünkü 3-6 yaş arası çocukların gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamaları esastır. O yüzden okul öncesi eğitim kurumları, yapacakları çalışmalarında çocuğu merkeze almalıdırlar. Gelişim gözle görülür olabildiği gibi, ölçümleme de gerektirir. Eğitim ortamlarından, rehberlik faaliyetlerine kadar bir çok detay ortaya konabilir. Önemli olan amaç ve kazanımları ortaya çıkarırken çocuğun yeteneklerini de görebilmektir. Peki sizin anaokulunuzda eğitim politikalarınızı hangi unsurlar belirliyor.
Her ne kadar eğitim ortamları kişi ve kurumlara göre farklılık gösterse de asıl olan bir önceki kriterimizde olduğu gibi eğitim politikalarınızla paralel olmalıdır. Çünkü sağlıklı bir eğitimden bahsedebilmek için eğitim ortamlarının da önemi büyüktür. Tabi anaokulu ya da kreş açanların ilk baktıkları nokta maliyetler olunca alışılagelmiş klasik yaklaşımları tercih edebiliyorlar. Marka olma konusunda ciddi yatırımcılar için durum değişebilse de yanlış yönlendirmelerle yapılan çalışmalar hedefine ulaşmaktan uzak olabiliyor.
Bir örnek vermek gerekirse, resim ve sanat dersleri için görsel tasarım atölyesinin hazırlanması çocukların kendilerini özel hissetmesine neden olacağı gibi, onların bu etkinliklere katılımını da artıracaktır. Sınıfları haricinde yapacakları bu etkinlikleri tekrar edebilmek için sabırla bekleyeceklerdir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bir müzik atölyesi yapılabilir ve temel müzik eğitimi verilebilir.
Sonuç olarak, anaokullarında başarı kriterleri daha da çok artırılabilir ve kritelere hakim olduğunuz takdirde bölgenizin en iyi, tercih edilebilir, rekabetsiz anaokulu ya da kreşi olabilirsiniz. Bu söylediklerimiz imkansız değil. Maliyet açısından bakarsak, saydığımız maddelerin hiç biri size yük getirmez. Sadece biraz beyin fırtınasına ihtiyacınız var. İletişim becerileriniz ne kadar iyiyse sonuca gitmek o kadar kolay olacaktır.
Anaokullarında başarı kriterlerini kısmi olarak incelemiş olduk. Hizmet kalitesinin artması anaokullarının başarı oranlarınıda artıracaktır.
Yusuf YILMAZ
Okul Danışmanlığı Hizmetleri
10/04/2017
Haber bültenimize kayıt olarak gelişmelerden hemen haberdar olun.
Anaokulu Danışmanlığı Copyright 2021 | Anaokulu Danışmanlığı Hizmeti | All Right Reserved.