Okul öncesi dönem, adından da anlaşılacağı üzere bir çocuğun okula başlama yaşı olan 6 yaşından önceki tüm öğeleri içine alan süreçtir. Doğum öncesi dönemden başlayıp bir ömür boyu süren eğitimin en önemli kısmı ise 0-6 yaş dönemidir.
Okul öncesi eğitim hangi yaş aralığını kapsar sorusunu 0-6 yaş aralığını kapsar diyebiliriz. Erken Çocukluk Eğitimi, çocukları ilköğretime hazırlayan; evdeki eğitim ve yetişme olanaklarını destekleyen, dil ve sosyal açıdan var olan eşitsizlikleri erken dönemde ortadan kaldırmayı amaçlayan bir programdır. (ALINTI: Okul öncesi eğitim ve Çocuklar üzerindeki etkileri Araştırması, Engin ARSLANARGUN, Filiz TAPAN)
Yaş aralığından bahsetmişken çocuğumuzu hangi yaşta nereye vermemiz gerekiyor sorusuna cevap bulalım. Öncelikle okul öncesi eğitim kurumlarını tanımamız gerekmektedir. İki bakanlığa bağlı 3 farklı okul öncesi eğitim kurumu bulunmaktadır.
Sosyal hizmetlere bağlı okul öncesi eğitim kurumları, birbirinden farklı yaş gruplarına hitap eder. Bu nedenle ebeveynlerin, zaman kaybı yaşamamak adına doğru kurumları araştırması gerekmektedir.
Kreşler 0-24 ay arası bebeklerin bakımlarının yapıldığı kurumlardır. Anne ve babanın çalışmak zorunda olduğu ve çocuklarına bakacak kimsenin olmaması sebebiyle tercih ettiği kurumlardır.
Gündüz bakımevleri ise 25-66 ay arası çocukların günlük ihtiyaçlarının karşılandığı bakımevleridir. Aslında toplumda kreş diye bilinen kurumun kendisidir.
Bazı kurumlar sosyal hizmetler kapsamında iken, bazı kurumların yönetmelikleri ise Milli Eğitim Bakanlığına bağlıdır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlar ve hitap ettikleri yaş aralıkları aşağıda yer almaktadır.
37-66 ay arası çocukların, ilk öğretime hazırlanmaları amacıyla eğitim odaklı okul öncesi eğitim kurumudur.
Kreş, gündüz bakımevleri ve anaokulları Milli Eğitim Bakanlığının belirlemiş olduğu okul öncesi eğitim müfredatını uygulamakla yükümlüdür. Anaokulu ve kreşler arasındaki en önemli farkı ise bu programı uygulama yöntemleri oluşturmaktadır.
Anaokulu ve kreşler arasındaki farktan daha öncesinde kapsamlı bir şekilde bahsetmiştik. Yazımıza göz atabilirsiniz.
Okul öncesi eğitim için bir başlangıç yaşı bulunmamaktadır. Aslında bebeklerin doğumundan, ilkokula başlamalarına kadar geçen süreç için “Okul Öncesi Eğitim” terimi kullanılmaktadır.
“Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde o’dur.”
Atasözü
Atalarımızın da söylediği gibi önemli olan yedisine kadar olandır. Çünkü eğitimin temeli bu yaş döneminde atılmaktadır.
Okul öncesi dönemin gelişim açısından önemi olduğu kadar, günümüz yaşam koşulları içinde de ekonomik anlamda ciddi bir öneme sahiptir. Şehir hayatının artması, insanların çalışmak zorunda olmaları, büyükşehirlere göz ile yakınlarından uzak olması, çocuğunu bırakacak yer bulamaması gibi bir çok sorun okul öncesi eğitim kurumlarının da artmasına neden olmaktadır.
Zihinsel gelişim bu dönemde çok daha hızlı olarak ilerlediği bilinmektedir. Bu durum da okul öncesi eğitimin önemini artırmaktadır. Akademik düzeyde hazırlanmış bir program çocuğun eğitim hayatına kazandırılmasında ve bundan sonraki hayatı için önemli bir rol oynamaktadır.
Tüm bunların dışında, küresel boyuttan bakıldığında, bir ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan gelişmesi için iyi eğitilmiş nüfusa ihtiyacı vardır. Okul öncesi eğitim kurumunda eğitim gören bir çocuk, dil ve sosyal açıdan eşitsizlikleri ortadan kaldırabilecektir.
Çocuklar okul öncesi eğitim döneminde, fiziksel; zihinsel, sosyal, duygusal ve dil gelişimlerinin detaylarına biraz bakalım.
Zihinsel gelişim dediğimizde aklımıza önce dikkat, algı, bellek, okuma ve yazma, problem çözme gibi yetenekler gelmektedir.
Bilişsel gelişim, çocuğun çevresindeki dünyayı anlamlandırmasını ve öğrenmesini sağlayan zihinsel faaliyetlerdir.
Bilişsel gelişim kuramında dört temel kural vardır. Bunlar:
İletişim sorunlarımızı çözebilmemiz için bize destek oluşturmaktadır. Dil tanımını yaparken, insanların birbirlerine bilgi, düşünce ve eğilimlerini aktarabilmelerinin yanı sıra fikirlerini düzenleyebilmelerini ve duygularını ifade edebilmelerini mümkün kılar.
Aynı zamanda düşünme ile birlikte bellek, muhakeme, problem çözme ve planlama gibi bilişsel (Zihinsel) süreçleri de içermektedir.
Okul öncesi çağında çocukların dil gelişimi hızlıdır. Bu nedenle çocuğun kullandığı dilin temelleri de bu dönemde atılmaktadır.
Sosyal beceriler çocuğun gözlem yoluyla oluşturduğu ve şekillendirdiği becerilerdir. Çocuklar sosyal gelişimini oyun yoluyla geliştirmektedir. Doğal bir oyun ortamında çocuk kendi duygularını düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmektedir.
Okul öncesi dönemindeki çocuğun çevresi, ailesi, öğretmeni, arkadaşları ve yakın akrabaları ile sınırlıdır. Bu sınırlı alanda çocuğun kişiliği 7 yaşına kadar oturur. Akranlarıyla beraber içinden geldiği gibi kendini en iyi ifade edebildiği yer olan oyun, çocuğun sosyal becerilerinin gözlemlenmesi için en iyi süreçtir.
Hareket etme vücut organlarının sağlıklı büyümesini, gelişmesini ve bedenin sağlıklı ve fit kalmasını sağlamaktadır. Bebekler anne karnında iken doğal hareket etme dürtüsü ile hareketlerini gösterirler. Bu dürtü çocuğun gelişiminde kalarak devam eder.
Hareket sağlıklı ve olumlu bir çocuk gelişiminin ön şartıdır. Çocuk hareket ederek birine muhtaç bağımlı ve pasif durumdan, becerikli, aktif, meraklı ve araştırmacı bir yapıya dönüşür, çevresini keşfeder ve kendi kişiliğini oluşturur.
Çocuklar dünyayı, hareket yoluyla, emekleyerek, hissederek, keşfederek ve sonuç çıkararak tanımaktadır. Fiziksel aktiviteler çocuklar üzerinde ciddi işlevlere sahiptir.
Kişisel, sosyal, üretkenlik, anlatımsallık, etkileme, araştırma, karşılaştırma ve uyarlama işlevi, gelişimi desteklemektedir.
Duygusal gelişim, bir tavır ortaya koymaktır desek yeridir. Çünkü karşılaştığımız durumlara verdiğimiz duysal tepkilerin neler olduğunu öğrendiğimizde, bunları nasıl ve nerede kullanacağımızı da biliriz. Aynı zamanda kendimizi ve diğerlerinin hislerini tanımak ve yönetmek konusunda da strateji geliştirebiliriz. Farklı uyaranlarla karşılaşan çocuklar, duygusal anlamda karışıklık yaşayabilirler. Sonuç olarak bunların her biri duygusal gelişimin aşamalarıdır.
Duygusal gelişim yönünden en önemli basamak çocukluk dönemidir. Çünkü duyguların çoğu bu dönemde doğmaya ve gelişmeye başlar. Ömür boyu insanda ruhun temeli olarak kalır.
Duygular, çocukların hayatta kalmasına yardımcı olur. Duygular başkalarıyla etkileşimi başlatmaya, sürdürmeye veya sonlandırmaya hizmet eder. Bu iletişim fonksiyonu, insanların hissettiklerini ifade etmek ve başkalarının duygularını anlamak için kelimeler ve sözsüz ipuçlarını kullandıkça devam eder.
Duygular, çocukların bilişsel işlevlerini etkiler.
3-6 yaş aralığı neden önemlidir sorusunun cevabı gelişim aşamalarında saklıdır. Temeli doğru oluşturabilmek adına, okul öncesi eğitim dönemi, çocuk ve aile açısından son derece önemlidir. Ebeveyn olarak her konu hakkında bilgimiz olmayabilir. İlk defa çocuk sahibi olan ailelerin çocuk gelişimi noktasında eksiklikleri olabilir. Lakin okul öncesi eğitim döneminde çocuklarımızın geleceğe sağlıklı hazırlanabilmelerine olanak sağlayabiliriz.
Okul öncesi eğitim yaş aralığı 0-6 olarak değerlendirilmektedir. Lakin, 0-2 yaş döneminde ailelerin mümkün olduğu kadar çocuklarıyla kaldığı da bir gerçektir.
Sonuç olarak, okul öncesi eğitim dönemi, tüm gelişim aşamalarını içine alan bir süreçtir. Çocuğun okul hayatına hazırlanmasını sağlarken, geleceğine de hazırlayan mükemmel bir süreçtir.
Haber bültenimize kayıt olarak gelişmelerden hemen haberdar olun.
Anaokulu Danışmanlığı Copyright 2021 | Anaokulu Danışmanlığı Hizmeti | All Right Reserved.