Okul öncesi eğitim sektörü, günümüzde hızla büyüyen ve büyük bir rekabetin yaşandığı bir alandır. Birçok kurum, benzer eğitim programları ve hizmetler sunarak birbirinin kopyası haline gelebilmektedir. Bu anaokullarında aynılaşma nedenidir.
Bu aynılaşma, genellikle sektördeki işletmelerin birbirlerinin uygulamalarını takip etmesi, benzer eğitim yaklaşımlarını benimsemesi ve hizmetlerini birbirine çok yakın şekilde sunmasından kaynaklanmaktadır.
Ancak, bu durum hem işletmelerin hem de velilerin beklentilerini karşılamakta zorluklar yaratabilir. Bu yazıda, anaokullarında yaşanan aynılaşma olgusunun nedenlerini daha derinlemesine inceleyecek, bu olgunun olası faydalarını ve zararlarını ele alarak, sektördeki kurumların farklılaşarak nasıl öne çıkabileceklerini ve kalıcı başarıyı nasıl elde edebileceklerini ele almış olacağız. Keyifli okumalar
Anaokullarında aynılaşma, birden fazla anaokulunun birbirine benzer hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Fiziksel koşullar farklı olsa da, eğitim içeriği ve yaklaşımındaki benzerlikler, birçok anaokulunun aynılaşmasına neden olmaktadır.
Anaokulu açmak ve okul öncesi eğitim yatırımına giren yatırımcılar genelde bu sektörü daha önceden bilen, çalışan gruplardan oluşmaktadır. Haliyle orada öğrendikleri tüm bilgileri doğru olarak kabul edip ben de yapabilirim duygusuyla harekete geçmelerinden kaynaklı da bir sebep sunabiliriz.
Peki, bu durum neden önemlidir ve nasıl aşılabilir? Bu soruya cevap verebilmek için nedenlerini daha net ele almalıyız.
Yeni açılan anaokulları ve kreşlerin birbirinin izinden gitmesi ilk akla gelen unsurlardandır. Yapmış olduğumuz Anaokulu danışmanlık hizmetleri sırasında dikkat ettiğimiz en önemli konu yatırımcıların davranışlarıdır.
Anaokulu açma fikri nasıl oluştu? Sorusunu sorduğumuz ve bazen sormadan da cevabını aldığımız konu daha önce bir anaokulu ile irtibatta olduklarıdır. Burada birkaç davranış karşımıza çıkıyor.
Çocuğumu verdiğim anaokullarından yeteri kadar verim alamadım. Bu işi hiç iyi yapmıyorlardı.
Aslında buradaki temel unsur veli beklentilerinin hiçe sayılmasıdır. Bunun da bir çok sebebi var. Üzülerek söyleyebileceğim bir detay, eğitim kurumu olmaktan çok bakıcı kimliğine bürünmüş kurumların varlığıdır. Bu kurumlar için çocuk sabah gelir akşam gider. O süre zarfında çocuğun ihtiyaçları karşılanır, oyunlar oynatılır ve aileye teslim edilir.
Bir diğer unsur ise veli beklentilerine cevap vermek isteyen gruplar. Bu en tehlikesidir. Çünkü kurumun artık kendi kimliği ortadan kaybolmuş ve çocuk kaybı yaşamamak için velinin bir dediği iki edilmemektedir.
Şimdi böyle bir yerde çalıştığınızı düşünün. Siz de bir anaokulu açsaydınız, davranışlarınız öğrendiklerinizin dışında olur muydu?
Bir diğer yaklaşım ise rekabet ortamına girmeden önce veli gibi diğer anaokullarını ziyaret etmekten geçiyor. Buradaki tehdit ise hem sektörü tanımıyor hem de her bilginin doğru olabileceği varsayımı ile ilerliyor. Okulun iç işleyişini neler yaptıklarını öğrenmek için ideal bir yöntem olsa da, uzmanlık yeterlilik gibi kavramların ne derece yeterli olduğunu fark edemeyebiliriz.
Görgülü kuşlar, gördüğünü işler
Aynı bu atasözünde olduğu gibi ancak gördüklerimizi uygulayabiliriz. Bu durumda da o okul iyi ya da kötü olsa da onlardan öğrendiklerimizi kendi anaokulumuzda uygulamak isteriz.
Anaokulu ve kreş sektöründe, genellikle başarılı kurumların uygulamaları ve stratejileri, diğer işletmeler tarafından taklit edilmeye çalışılır. Bu taklit eğilimi, sektördeki yeni girişimcilerin hızlı bir şekilde başarıya ulaşabilmek için başvurdukları yaygın bir yöntemdir. Ancak, bu durum genellikle bir kısır döngüye yol açar ve kurumların birbirine benzemesine neden olur.
Başarılı bir anaokulunun belirli bir uygulaması veya hizmeti, o kurumun başarısının temel nedenlerinden biri olarak görülebilir. Örneğin, bazı anaokulları özgün eğitim programları, yaratıcı etkinlikler veya özel öğretim yöntemleri ile tanınır. Bu tür başarılar, sektördeki diğer kurumlar için bir referans haline gelir. Yeni girişimciler, hızla benzer uygulamaları benimseyerek “başarıyı yakalayabileceklerini” düşünürler. Ancak, başarıya ulaşan kurumların uygulamalarını olduğu gibi almak, her zaman aynı sonuçları doğurmaz. Çünkü her kurumun kendi dinamikleri, hedef kitlesi ve çalışma şekli farklıdır.
Birçok yeni anaokulu, sektördeki başarılı kurumların uygulamalarını, çoğu zaman yüzeysel bir şekilde taklit eder. Örneğin, bir okulun sunduğu belirli etkinlikleri (drama, resim, müzik dersleri gibi) ve eğitim modellerini aynen uygulamak, bu etkinliklerin arkasındaki pedagojik yaklaşımı veya kurum kültürünü göz ardı etmek anlamına gelir. Bu durum, kurumu “taklit” etmenin, sadece yüzeysel benzerlikler yaratmaktan öteye gitmediği anlamına gelir. Sonuç olarak, taklit edilen uygulamalar aynı verimliliği ve başarıyı sağlamayabilir.
Birçok kurum aynı başarılı uygulamaları taklit etmeye çalışırken, sektördeki farklılaşma giderek zorlaşır. Bu durum, özellikle veliler için kafa karıştırıcı olabilir. Çünkü her anaokulu, aynı eğitim metodolojileri, etkinlikler ve hizmetlerle sunulduğunda, farkları anlamak zorlaşır. Bu da, anaokullarının kendilerini ayırt etmek ve benzersiz özellikler sunmak için daha fazla çaba harcaması gerektiği anlamına gelir.
Başarılı bir taklit eğiliminden gerçek başarıya geçiş için, sadece bir formülü uygulamak yeterli değildir. Her kurum, kendi eğitim anlayışını ve değerlerini benimsemeli, aynı zamanda çevresindeki topluluğa, kültüre ve ihtiyaçlara uygun bir model geliştirmelidir. Taklit etmek yerine, başarıyı kendi kurumsal kimliğine ve özgün vizyonuna entegre etmek, uzun vadede kalıcı başarıyı getirir. Bu da, sürekli yenilik yapma, öğrenci ve veli geri bildirimlerini dikkate alarak geliştirme ve çalışanların katılımını sağlamayı içerir.
Sektördeki benzerliklerin önüne geçmek ve taklitten kaçınmak için, her anaokulunun özgün bir eğitim modeli oluşturması gerekir. Bu model, sadece etkinliklerden veya ders içeriklerinden ibaret değil, aynı zamanda kurumsal felsefe, değerler ve uzun vadeli vizyonla uyumlu olmalıdır. Örneğin, bazı anaokulları sadece akademik gelişimi değil, duygusal ve sosyal gelişimi de ön plana çıkaran yenilikçi eğitim yaklaşımları benimseyebilir. Diğer yandan, belirli bir branşta uzmanlaşmak (örneğin, sanat, müzik ya da robotik gibi) da farklılaşmanın bir yoludur. Bu tür özgünlükler, kurumları taklit eğiliminden uzaklaştırır ve sektördeki rekabette avantaj sağlar.
Şimdi anaokullarındaki aynılaşmanın zararlarını sonrasında da yararlarına değineceğiz.
Anaokulu ve kreş sektöründe aynılaşma, birçok kurumun benzer hizmetler ve eğitim programları sunduğu bir durumu ifade eder. Bu durum, hem işletmeler hem de veliler için çeşitli zararlar ve riskler oluşturabilir. İşte bu zararların ve risklerin detaylı açıklamaları:
Kurumlar, benzer eğitim yaklaşımlarını ve hizmetleri sundukça, pazarda kendilerini farklılaştırmakta zorlanırlar. Birçok anaokulunun aynı programları takip etmesi ve benzer etkinlikler sunması, onları birbirine çok yakın hale getirir. Bu durumda, her bir kurumun sunduğu hizmetin ne kadar benzersiz olduğu sorgulanmaya başlar.
Aynılaşma, sektördeki birçok kurumun benzer eğitim yöntemleri ve ders içerikleri kullanmasına yol açar. Bu durum, kurumların yaratıcı ve yenilikçi olmaktan uzaklaşmasına neden olabilir. Eğitimde ve hizmetlerde yenilikçiliğin azalması, çocukların gelişimine ve kurumun başarısına olumsuz yansır.
Güven, anaokulu ve kreş seçiminde en önemli faktörlerden biridir. Veliler, çocuklarının güvenli ve kaliteli bir eğitim alacakları bir kurumu tercih ederler. Ancak, aynılaşma nedeniyle kurumlar birbirine benzediğinde, veliler için güven duygusunun inşa edilmesi zorlaşır.
Anaokullarında Aynılaşma, hem kurumlar hem de veliler için birçok riski beraberinde getirir. Farklılaşma eksikliği, yaratıcı yaklaşım eksiklikleri ve güven duygusunun zayıflaması gibi olumsuz sonuçlar doğurur. Bu nedenle, kurumların kendilerine özgü eğitim modelleri oluşturması, yenilikçi çözümler sunması ve velilerle güven dolu ilişkiler kurması gerekmektedir. Bu sayede, sektörde sadece kısa vadeli başarı değil, uzun vadeli sürdürülebilir başarılar elde edilebilir.
Anaokulu ve kreş sektöründe aynılaşma, her ne kadar bazı olumsuz sonuçlar doğurabilse de, bazı durumlarda kurumlar için faydalar da sunabilir. Bu faydalar, özellikle yeni açılan veya sektöre yeni giren kurumlar için önemli avantajlar sağlayabilir. Aynılaşmanın potansiyel faydalarına dair düşüncelerimizi açıklayalım,
Sektördeki başarılı kurumların uygulamaları, genellikle yüksek kabul gören ve etkili çözümler sunan yöntemlerden oluşur. Yeni bir anaokulu açan işletmeler, bu tür başarıları gözlemleyerek, uygulamalarını daha güvenli bir şekilde yapılandırabilirler.
İnsanlar genellikle bilinmedik şeylerden kaçınma eğilimindedir ve tanıdık seçenekleri tercih ederler. Bu durum, özellikle çocuklarının eğitimine ilişkin önemli kararlar veren aileler için geçerlidir. Aynılaşma, kurumlardaki eğitim yaklaşımlarının benzer olmasını sağlayarak, ailelerin güvenli ve tanıdık seçeneklere yönelmelerini kolaylaştırabilir.
Bu maddelerin de tamamının uygun olup olmadığı bölgenin ve rekabet ortamının durumuna göre şekillenecektir. Bir başkasının doğrusu, sizin doğrunuz olmayabilir.
Birçok kişi, anaokulu müdürünün tüm işleri halledeceğini düşünerek, sadece eğitimle ilgili bir odaklanma ile yola çıkmaktadır. Ancak işin içinde satış ve pazarlama olmadan, bir süre sonra başarı sağlanamayacaktır. Bu nedenle, kurumunuzun tüm yönlerini uzman kişilerle yönetmeniz çok önemlidir.
Anaokullarında aynılaşmanın önüne geçmek için önce kurumun kendi kültürünü oluşturması gerekir. Eğitimdeki en önemli unsurların başında özgünlük gelir. Kendinize özgü bir eğitim modeli oluşturun ve bunu kurumsal bir kültür haline getirin. Personelinizi geliştirmek ve farklılaşmak için onlara yenilikçi eğitim fırsatları sunabilirsiniz.
İyi Bir Eğitim Kurumu Olmanın Yolları
Sadece eğitimle değil, yönetim ve pazarlama stratejileriyle de farklılaşmayı sağlayabilirsiniz. Anaokulunuza değer katan unsurları belirleyin ve bunları öne çıkararak daha fazla aileye hitap edecek yöntemler bulmalısınız.
Anaokulunuzu farklılaştırarak sektördeki aynılaşmanın önüne geçebilirsiniz. Kendi kültürünü ve değerlerini oluşturmuş bir anaokulu, rakiplerinden ayrılır ve kalıcı başarı sağlar. Personelinizi sürekli olarak geliştirmek, ailelerle güven ilişkisi kurmak ve yenilikçi bir eğitim modeli oluşturmak, anaokulunun sektördeki başarısının temel unsurlarındandır.
Yapmanız gereken en önemli şey, sektördeki trendleri takip etmekle kalmayıp, kendi özgün yaklaşımınızı oluşturmak ve uygulamaktır.
Haber bültenimize kayıt olarak gelişmelerden hemen haberdar olun.
Anaokulu Danışmanlığı Copyright 2021 | Anaokulu Danışmanlığı Hizmeti | All Right Reserved.